Pazartesi, 30 Mart 2020 20:20

Ömür Dediğin Şey...

Değerli Dostlar, geçenlerde bir şarkının hoş nağmeleri  kulağıma misafir oldu. 
 ‘ nasıl olsa her şeyin zamanla sonu yok mu ?
Ömür dediğimiz şey, küsecek kadar çok mu ?’
Merak edip araştırdım. Şarkının Güftekarı  İlter Yeşilay Hanım. Bestekarı  Bilge Özgen Bey. Şarkı Hicaz makamında bestelenmiş. Bizim çok güzel değerlerimiz vardı. Ecdadımız güzel insanlardı. Güzel insanlar, güzel işler yaparlar. Bizim mazi tarlamız çok mümbittir. Koca Akif’in mısraları geldi aklıma;
‘ Bir zamanlar bizde millet, hem nasıl milletmişiz,
 Gelmişiz Dünyaya milliyet nedir öğretmişiz’.
Aaahhh, ahh. Aaahh ki, ahh. Neyse nerden nereye, bir şarkıdan maziye. Değerli dostlar, küsmek derken, bu şarkı beni çocukluk yıllarıma götürdü. 1950 li yıllarda doğanlar bilirler. Bizim oyunlarımız; çelik-çomak, ceviz, cıncık (cam bilye) ,aşık (aşık kemiği), bezden yapılmış topla  tozlu arsalarda top oynamaktı. Bizim şimdiki gibi güzel sahalarımız, meşin toplarımız, kumandalı bilgi sayar oyunlarımız yoktu. Ama o basit şeylerle mutlu idik. Bazen bir ceviz, cıncık, bir aşık için kavga eder, küsüşürdük. Ama bu çok sürmezdi. Kin nedir, düşmanlık nedir bilmezdik. Çocukluğumuzun saflığı gibi, küsmemiz bile saftı, güzeldi. Sonra büyüdükçe saflığımızı kaybetmeye başladık. Önce mahalle kavgaları, aşağı mahalle- yukarı mahalle ayırımı…
Büyüdükçe egomuz, nefsimizde büyümeye başladı. Sonra  ‘Dinli- dinsiz, sağcı- solcu, ülkücü-devrmci, alevi-sünni, laik-antilaik’…. Say sayabildiğin kadar. Bunlar bizlere kini, düşmanlığı, kardeş kavgalarını, aile parçalanmasını, milletin bölünmesini, vatanın parçalanması …..nerelere geldik. Geriye baktığımızda kendimize şu soruyu soralım; NE KAZANDIK ? VE NELERİ KAYBETTİK ?  
Dostlarım kendimizi aldatmadan, aklımızı başkalarına kiraya vererek değil, başımıza geri getirerek düşünelim. Çocukluk arkadaşlarımızdan acaba hayatta olan kaç kişi var ? Kavgalarda telef olan Millet evlatları göz yaşlarından başka geriye ne bıraktılar. Şimdilerde ise kavgaların mahiyeti değil, isimleri değişti. Yine birbirimizle kavgalıyız. Partiler ayrılır, cemaatlar ayrılır, tarikatler ayrılır, ayrılanlar yetmemiş gibi 2.3.4…. ayrılmalar başlar.Sanki CORONA VİRÜSÜ gibi 2.3.4…bulaşma gibi. 
Bütün bunların sebebi nedir sevgili dostlar bilirmisiniz ? BENLİK-NEFİS DAVASI. 
Perdeler kaldırıldığında, elbiseler soyulduğunda ortaya dımdızlak, başı kabak çıkan canavar vücut; şeytanla arkadaş olmuş’ NEFS-İ EMMARE’ dir. Hiç gerçeği algılarla, cerbezelerle, hamasi nutuklarla örtmeyelim. Af buyurun amiyane tabirle kıvırmıyalım. ‘ Öyle DAVA-MAVA ayaklarına da yatmayalım.
Allah’ın Kur’anı ortada. Elhamdülillah bir harfi dahi her türlü şeytani ifsatlara rağmen değişmedi. Çünkü Hz.Allah,’’ onu Biz indirdik, koruyacak olan da Biziz’’ buyuruyor. ‘’ Allah’ın ipine (Kur’ana sımsıkı sarılın’, Dağılıp parçalanmayın’,  Allah,’ mü’minler kardeştir’,…..daha daha….
Bunları okumuyormuyuz ?,Duymuyormuyuz ?, Bilmiyormuyuz ?
O halde ehl-i iman arasındaki bu parçalanmışlık, perişanlık, hased, vs vs vs… NEDENDİR ? 
Siz söylemezseniz ben söyleyeyim: Bana ister kızın, ister bühtan edin ne ederseniz edin. Bunları söylemezsem  yârin HUZUR-U İLAHİ ‘ de söyleyecek sözüm olamaz.
‘ BİZ PARTİ LİDERİMİZİ, TARİKAT ŞEYHİMİZİ, CEMAAT HOCAMIZI, ABİLERİ, MELESİNİ,MOLLASINI VS VS.. DİNLİYORUZ.  
KENDİMİZE GELELİM. KUR’ANA DÖNELİM. RESULULLAH’I REHBER EDİNELİM. ALLAH’A TAPALIM.. VESSELAM…
Prof.Dr.Yusuf ÖZERTÜRK

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...