Pazartesi, 04 Mayıs 2020 21:34

‘ Çağlar Öncesi Ses ‘ ‘Şeriatçımısın’ ?

Diyanet işleri Başkanı (DİB) sayın Prof.Dr.Ali Erbaş’ın 24/04/2020 tarihinde Cuma hutbesinde ‘İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor’.Lutiliği (homoseksüel ilişki), eş cinselliği lanetliyor’ demesi, Allah’ın emrini, Kur’anın ayetini tebliğdir. Ankara Barosunun 26/04/2020 tarihinde DİB’nına verdiği cevapta, açıkça olmasa da, ‘ çağlar öncesi ses’ diyerek İslam ve Kur’an kasdedilmektedir. Adı geçen Baro’nun ikinci açıklamasında da; ‘çağlar öncesine ait söylem’ denilerek yine İslam ve Kur’an’ın kastdedildiği görülmektedir. Yani meşhur bildik ,‘İRTİCA-ŞERİAT HORTLATMA’ zihinlerde canlandırılmaktadır.Ne zaman Kur’anın hükümlerinden bahsedilse, ‘irtica hep hortlatılır’ Bu nasıl bir hortlaksa doksan küsur senedir devam ediyor,ama yok olmuyor.

İnsanlara sorulduğunda;

-Müslümanmısın ?

-‘Elhamdülillah, Müslümanım’. Cevabı alınır.

-Şeriatçımısın ?

-‘Şeriatçı değilim, müslümanım’

-‘Müslümanım, şeriata karşıyım’.

-‘Ne şeriatçısı kardeşim! Ben müslümanım’.

Sorularıda, cevapları da uzatmak mümkündür….. Bunlar cümlenin malumudur.

-Peki, ŞERİAT NEDİR ?

-‘İrtica, el kesme, dört kadınla evlenme,kadına hak tanımama,kısas,vs ‘cevaplar alınır. Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet döneminde ‘İRTİCA- ŞERİAT’ hep gündemde kalmıştır.Bu iki kelime, bazen aynı anlamda, bazen de giyinik insan gibi,gösterilmiştir.Yani; ‘şeriat vücut, irtica ise elbise’dir.

Vücutta, elbise de bilinmezse, o zaman her insan kendi bilgisine göre insana bir anlam verir ve tarif eder.Bu ise bir kavram kargaşasına, kaosa götürür. Aynen bunun gibi ‘ İRTİCA, ŞERİAT’mefhumlarının da gerçek manaları bilinmezse, ortaya bir ‘ÖCÜ’ çıkar.

Eskiden, söz dinlemiyen çocuklar korkutularak itaat etmeleri sağlanırdı. En önemli korkutma vasıtasıda '' ÖCÜ'' idi. İtaat algısı için büyükler tarafından uydurulmuş ve ne olduğu çocuk tarafından bilinmiyen bu 'tılsımlı' kelime söylendiği zaman, uyumayan, yemek yemeyen,yaramazlık yapan çocuk ' öcü geliyor' denildiği zaman derhal korku ile söylenileni yapardı. 'Öcü' çocuğun zihninde onu korkutan korkunç bir figür ve sembol idi. 'Öcü' dendi mi, çocuk zihninde korkunç bir film seyreder, ama öcünün gerçekte olmadığını da anlamazdı.

Aynen bunun gibi insanların zihninde bir '' İRTİCA '' ve ŞERİAT '' ÖCÜSÜ'' oluşturuldu. Çoğu insan ne irticanın, ne de şeriatın gerçek anlamını bilmiyor. Ama irtica, şeriat denince ; zihninde korkunç bir öcü filmi oynuyor. İrtica geliyooorrr !, irtica hortladı ! ‘mahvolduk , büyük bir felaket,memleket batacak ,geriye gideceğiz ,vs vs’... Ama irtica hiçbir zaman hortlamadı, ortaya da çıkmadı, kimsede görmedi. Fakat ' korkunç irtica ' algısı zihinlerde hep devam ettirildi, tıpkı çocukluktaki gibi. Ne zaman Allah'tan,dinden,bahsedildi, hele bu bir de, devlette görevli birisi veya siyasilerden olursa, hemencecik ‘irtica hortlatıldı’.

İRTİCA: sözlük manası olarak; Geriye dömek, geriye gitmek demektir. Mecazi manada da, ‘çağlar öncesine’ yani, ‘Orta çağa’gitmek, yani, ‘İslam’a’ dönmek demektir. Ama hiçbir zaman, İlk çağa, eski Yunan’a, Roma’ya,Yahudi kabalizmine, Hristiyan skolastismine dönmek manası verilmez.

İrticadan bahsedenler gerçekte neyi kastediyorlar ?

Gerçekte İslam'ı , İslami yaşayışa dönmeyi kastediyorlar. Ama ' irtica, İslamdır, İslamı yaşamadır’ diyemiyorlar.Çünkü bunu deseler, inanan insanlar karşı çıkacaklar ve bunu söyleyenleri de dinsiz olarak görecekler. Ve onlara itibar etmeyeceklerdir. Dolayısiyle irtica söylemi gizemli kalsın, her bireyin zihninde ayrı bir’ öcü’olarak devam etsin istenir. Menfi, ürkütücü bir algı oluşturma hiç bitmesin arzu edilir. Bu yüzden irticanın ' öcü ' olmasını tercih ediyorlar. Çünkü herkesin kendi öcüsü olması daha iyidir.Her insan kendi öcüsünü,kendi hayalinde daha iyi şekillendirir.

ŞERİAT : Allah'ın va'z ettiği, Kur'anda bildirilen hükümler ve bu hükümlere dayanılarak çıkarılan kanunlar, İslam hukuku demektir. Şeriata karşı çıkmak, Allah'ın hükümlerine, Kur'ana, İslam'a karşı çıkmak demektir. Kur’an’ın bir kısmını kabul edip, diğer bir kısmını kabul etmemek olamaz.İman, İslam bir bütündür,parçalanma,tecezzi kabul etmez. Bir müslüman Şeriata karşı çıkamaz. Allah'a inanıyorum, ama Şeriata karşıyım diyene müslüman denemez. Ona ' DEİST, DİNSİZ' denir.

Şeriatçımısın ? 'Hayır asla, şeriatçı değilim' diyen, dinsiz olduğunu bilmelidir.

Her hangi bir sistem,bütün olarak ele alınmazda,parçalanır veya bir parçası ele alınırsa; o sistem ortadan kaldırılmış olur.Doğacak,aksaklık,kusur,çirkinlik vs de sisteme maledilip,sistem suçlanamaz. Mesela; Vücutta barsakların çok mühim vazifeleri vardır.Ama barsaklar vücut içinde değerlendirilmez de dışarı çıkarılırsa, o zaman uhunetinden herkes kaçar,bu çok çirkin diyebilir. Maksada da zıt bir iş yapılmış olur.Böyle bir durumda, vücudun kötü olduğu, vücudu yapanın ‘haşa kötü bir iş yaptığı’ söylenebilir mi? Aynen bunun gibi, İslam da bir sistemdir.Bir bütün olarak değerlendirilmelidir.İslamın sadece bir kısım hükümlerini ele alıp, diğer hükümleri sarf-ı nazar edilirse, yani ‘kısas’ın sistem içindeki yeri unutulur da, tek başına değerlendirilirse mahzurlu görülebilir.Tıpkı vücut misalinde olduğu gibi.

Müslüman ‘çağlar öncesi sesi’ sever. O’na kurban olur. O ses İslam’dır. O ses Kur’an’dır. O ses, Ezeli ve Ebedi olan ALİM-İ KÜLLÜŞEY’İN SESİDİR. Evet,O ses çağlar öncesinden geliyor, ama çağlar öncesine hapsolup kalmamıştır. Bu çağda da, Kıyamete kadar da ve ondan da öteye uzanan çağlar üstü bir sestir.

O ses ki; Cahiliyenin Mekke’sini, ‘Mekke-i Mükerreme’ye, vahşet asrının Yesrib’ini, ‘Medine-i Münevvere’ye çevirmiştir. O ses ki, karanlık geceleri,nurlu sabahlara döndürmüştür.O ses ki, ‘yırtıcılıkta sırtlanları geçen’vahşi bedevilerden, aleme, ahlak, adalet, şecaat, sıdk, haya, merhamet vb timsalleri, üsdatları olan:Ebubekirleri, Ömerleri, Osmanları, Alileri, Selahaddin-i Eyyubileri, Alp Arslanları, Ertuğrul Gazileri, Osman beyleri, Fatihleri,Yavuzları vs vs leri….çıkarmıştır. O ses ki, ilmin üsdatlarını,hamları irfan ve marifet ocaklarında pişirip,kamil mü’minler haline getiren; İbn-i Abbasları, İbn-i Mesudaları, İmam-ı Azamları, İbn-i Sinaları, Ahmet Yesevileri, Şah-ı Nakşibendleri,Mevlanaları, Hacı Bayramları, Ak Şemseddinleri,Yunusları vs vs leri mahsül vermiştir.

İslam ve Kur’an, Güneş gibidir,üflemekle söndürülemez. Ebede kadar devam edecek ve hükümleri geçerli olacaktır.Çünkü onların sahibi Ezeli ve Ebedi olan Allah-ü Azim-üş Şan’dır.

Prof.Dr.Yusuf ÖZERTÜRK

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...