En akıllı, en verimli ve hiç iflâs ettirmiyen yatırım 'İLMÎ ÇALIŞMALARA' yapılan yatırımdır.
Bir millet ne kadar çok sayıda kafa dilencisi çıkarırsa, o kadar çok gelişir, ilerler ve refâh toplumu olur. İlim adamları kafa dilencileridir. Kafa dilencisi demek; ilim talep etmek demektir. Bir ilim taliplisi, bulunduğu beldedeki ilmi öğrenmekle yetinmemelidir. İlmini artırmak, ufkunu geliştirmek için,bir dilenci gibi dolaşmalı, ilmi bulabileceği yerlere gitmelidir ('ilim Çinde de olsa gidip almalıdır'). Aksi halde ilimde ilerleme yapamaz. İlimde, mevcut ilmi muktesebatı (literatürü) kazanamıyanlar, çözümlenememiş konuların vuzuha kavuşmasında, nasıl bir çalışma yapılması gerektiğini bilemezler. Ya kaynak isrâfına sebep olurlar, ya da, ilme bir katkı sağlayamazlar.
İlmî çalışmalar, uygun alt yapı oluşturulmadan istenen neticeleri vermez.Karnını doyurma derdinde olan veya karın doyurma peşinde olanlardan ilmî çalışma yapması beklenemez.
'MARİFET,İLTİFATA TÂBİDİR, İLTİMASA DEĞİL'.
İlim adamının zihni midesi ile meşgul olmamalıdır. Geçim derdine düşen insanlar katma değer üretemezler.
İlme ve ilim adamlarına yatırım yapmayan veya gerektiği kadar yapmayan milletler katma değer üretemediklerinden sonunda bir tüketim toplumu olurlar.
Ürettiklerinden fazla tüketen toplumlar da gittikçe fakirleşirler.
Bir toplumda fakirlik arttıkça suç işleme ve dilencilik de artar.
Suçlular artınca da, o toplumun zenginleride rahat edemezler.
Dolayısiyle bütün toplum huzursuz olur.
Hûlâsa;
KAFA DİLENCİSİ ÇIKARAMAYAN MİLLETLER, KARIN DİLENCİSİ OLURLAR.